Mary kendini ihanete uğramış ve aşağılanmış hissetti.
- Mary felt betrayed and humiliated.
Fadıl ihanete uğramış gibi hissetti.
- Fadil felt like he was betrayed.
O, memleketine ihanet etti.
- He betrayed his country.
Güvendiğim adam bana ihanet etti.
- The man I trusted betrayed me.