Şimdiye kadar çabalarım beyhudeydi.
- My efforts have been futile thus far.
Üniversiteye gitmek beyhude değildir.
- It isn't futile to go to university.
Çikolata söz konusu olduğunda direnç faydasızdır.
- When it comes to chocolate, resistance is futile.
Bunun yararsız olduğunu fark ettik.
- We realized it was pointless.
O, işinin yararsız olduğunu düşünüyor.
- She thinks her job is pointless.