zusammengekommen

listen to the pronunciation of zusammengekommen
Englisch - Türkisch

Definition von zusammengekommen im Englisch Türkisch wörterbuch

met
karşılaşılan
met
karşılaşılmış
assembled
toplanan
assembled
çatma
assembled
mecmu
assembled
toplanmış
gathered together
mecmu
met
(Meteoroloji) git

Ben Tokyo'ya gittiğim zaman ona rastladım. - When I went to Tokyo, I met him.

Onunla ilk tanıştığımız yer olan Kobe'ye gittim. - I went to Kobe, where I first met her.

met
buluşulmuş
got together
toplan
met
tanışılmış
accrued
gerçekleştirdi
assembled
toplandı

Kalabalık postanenin önünde toplandı. - The crowd assembled in front of the post office.

Liderler bir toplantı için Paris'te toplandılar. - The leaders assembled in Paris for a meeting.

assembled
Toplama, farklı yerlerden parça parça toplanılmış
accrued
{f} gerçekleş: adj.gerçekleşmiş
accrued
gerçekleş
assembled
toplan

Kalabalık postanenin önünde toplandı. - The crowd assembled in front of the post office.

Liderler bir toplantı için Paris'te toplandılar. - The leaders assembled in Paris for a meeting.