O grupla bağlantıları kesmelisin.
- You should cut off your connections with that group.
Makas bir şey kesmez.
- The scissors won't cut anything.
Bir pastayı eşit parçalara ayırma oldukça zordur.
- Cutting a cake into equal pieces is rather difficult.
O, elmayı iki parçaya ayırdı.
- She cut the apple in two.
Birlik üyeleri, hafta sonu ceza oranlarını azaltmak için tekliflere sövüp saydılar.
- Union members railed against proposals to cut weekend penalty rates.
Sigaraları azaltmak yerine neden sadece onları bırakmıyorsun?
- Instead of cutting down on cigarettes, why don't you just give them up?
Bir elektrik kesintisi vardı.
- There's been a power cut.
Elektrik kesintileri bilgisayara zarar verdi.
- The power cuts damaged the computer.
O, bir dilim et kesti.
- He cut off a slice of meat.
Eti ince dilimler halinde kesin.
- Cut the meat into thin slices.