zumessen

listen to the pronunciation of zumessen
Englisch - Türkisch

Definition von zumessen im Englisch Türkisch wörterbuch

dosing
dozaj
dosing
dozajlama
dosing
(Biyoloji) düzem
dosage
dozaj

Onlar Tom'un dozajını arttırdılar. - They've increased Tom's dosage.

İlaç işe yaramıyorsa belki dozajı yükseltmeliyiz. - If the medicine isn't working, maybe we should up the dosage.

dosage
(Askeri) DOZAJ: Bir insan veya hayvanın maruz kaldığı radyasyonun, maruz kalma süresi ile çarpılmış toplam yoğunluğu. Bak. "radiation dosage" ve "vapor dosage"
dosage
{i} doz ayarlama
dosage
kuvvet veya lezzet vermek için şaraba şeker
dosage
{i} azıcık şey
dosage
yaşa göre miktar tayini
dosage
(Tıp) n.Bir içimlik ilaç tertibi, dozaj, ilacın belirli miktara göre verilmesi
dosage
ilâcın belirli miktarda verilmesi
dosage
b katılması
dosage
düzem
dosage
alkol v
dosage
{i} bir parça
dosage
{i} doz

İlaç işe yaramıyorsa belki dozajı yükseltmeliyiz. - If the medicine isn't working, maybe we should up the dosage.

Bir erişkin için maksimum dozu nedir? - What is the maximum dosage for an adult?

mete out
dağıtmak