Eve vardıktan sonra derhal bir yemek hazırlamaya girişti.
- Upon arriving home, he immediately set about preparing a meal.
Bomba Tom'un evini parçalara ayırdı. İyiki, o anda evde değildi.
- The bomb blew Tom's house to smithereens. Fortunately, he wasn't at home at the time.
Onlar evlerimizin dışına bomba yerleştirdiler.
- They planted bombs outside our homes.
Darmadağın bir evde yaşamak çok streslidir.
- Living in a cluttered home is very stressful.
Arnavut kaldırımlı dar sokaklarda, eve geri dönüş yolunu asla bulmayacaksın.
- You'll never find the way back home, through narrow streets of cobblestone.
Eğer yarın yağmur yağarsa, bütün gün evde kalacağım.
- If it rains tomorrow, I will stay at home all day.
Öğle yemeğini evde yedi.
- She has lunch at home.
Seni kendi evindeymiş gibi hissettirmek istedim.
- I wanted to make you feel at home.
Tom bir bakımevine kondu.
- Tom was put in a nursing home.