I will never force you to marry him.
- Onunla evlenmen için seni asla zorlamayacağım.
Don't force yourself to eat if you don't want to.
- İstemiyorsan kendini yemeye zorlama.
Take care not to strain your eyes.
- Gözlerini zorlamamaya dikkat et.
Tom felt an urge to kill Mary.
- Tom Mary'yi öldürmek için bir zorlama hissetti.
I don't want to pressure you.
- Seni zorlamak istemiyorum.
You don't want to push yourself too hard.
- Kendini çok zorlamak istemiyorsun.
Don't push your luck.
- Şansınızı zorlamayın.