Visitors to that town increase in number year by year.
- Kasabayı ziyaret edenler yıldan yıla artıyor.
The President of France visited Okinawa.
- Fransa Başkanı, Okinawa'yı ziyaret etti.
Sami arrived for his visitation day.
- Sami ziyaret günü için geldi.
Next time I visit San Francisco, I'd like to stay at that hotel.
- San Fransisko'yu bir dahaki ziyaretimde o otelde kalmak istiyorum.
While she was staying in Japan, she often visited Kyoto.
- O, Japonya'da kalıyorken sık sık Kyoto'yu ziyaret etti.
The new museum is worth visiting.
- Yeni müze ziyaret etmeye değer.
I remember Fred visiting Kyoto with his mother.
- Fred'in annesiyle birlikte Kyoto'u ziyaret edişini hatırlıyorum.
He sometimes visits me.
- Beni bazen ziyaret eder.
Tom brings us gifts whenever he visits.
- Tom her ne zaman ziyarete gelse bize hediyeler getirir.
I think you had better call on him.
- Sanırım onu ziyaret etsen iyi olur.
How come you call on us so late at night?
- Nasıl olur da gece öyle geç saatte bizi ziyaret edersin?