I really look forward to your visit in the near future.
- Yakın bir gelecekteki senin ziyaretini gerçekten dört gözle bekliyorum.
I haven't visited the headquarters of Twitter.
- Twitter'ın genel merkezini ziyaret etmedim.
Sami arrived for his visitation day.
- Sami ziyaret günü için geldi.
During his stay in London, he is going to visit his cousin.
- Londra'da kaldığı sırada kuzenini ziyaret edecek.
She visits him quite often, but never stays very long.
- O, sık sık onu ziyaret eder, ancak asla uzun kalmaz.
I don't like visiting big cities.
- Büyük şehirleri ziyaret etmekten hoşlanmam.
The new museum is worth visiting.
- Yeni müze ziyaret etmeye değer.
Tom brings us gifts whenever he visits.
- Tom her ne zaman ziyarete gelse bize hediyeler getirir.
She visits us every other day.
- O, gün aşırı bizi ziyaret eder.
I call on him sometimes.
- Ben bazen onu ziyaret ederim.
May I call on you some day?
- Ben, bir gün sizi ziyaret edebilir miyim?