I would like to call on you one of these days.
- Bir gün seni ziyaret etmek istiyorum.
I'll give you a call before I visit you.
- Ziyaret etmeden önce sizi ararım.
I want to visit the ruins of Machu Picchu.
- Ben, Machu Picchu harabelerini ziyaret etmek isterim.
He availed himself of the 'off-and-on' holidays to visit his native country.
- Doğduğu ülkeyi ziyaret etmek için ara sıra tatillerden faydalandı.
I would like to call on you one of these days.
- Bir gün seni ziyaret etmek istiyorum.
First of all, I have to call on Jim.
- Her şeyden önce, Jim'i ziyaret etmek zorundayım.
First of all, I have to call on Jim.
- Her şeyden önce, Jim'i ziyaret etmek zorundayım.
We must avoid calling on others without an appointment.
- Biz, randevusuz başkalarını ziyaret etmekten kaçınmalıyız.
I lost no time in visiting my aunt in the hospital yesterday.
- Ben, dün hiç zaman kaybetmeden teyzemi hastanede ziyaret ettim.
I don't like visiting big cities.
- Büyük şehirleri ziyaret etmekten hoşlanmam.
I must pay a visit to the doctor.
- Ben doktoru ziyaret etmeliyim.
I must pay a visit to the doctor tomorrow.
- Yarın doktoru ziyaret etmeliyim.
The last time I went to China, I visited Shanghai.
- Çin'e gittiğim en son zaman, Şangay'ı ziyaret ettim.
The President of France visited Okinawa.
- Fransa Başkanı, Okinawa'yı ziyaret etti.
Is that why you want to come over?
- O yüzden mi ziyaret etmek istiyorsun?
Do you want to come over and watch a movie or something?
- Ziyaret etmek ve bir film izlemek ya da başka bir şey ister misin?