He looks forward to having 200 visitors.
- O, 200 ziyaretçinin gelmesini bekliyor.
The hospital restricts the number of visitors who can enter the intensive care unit.
- Hastane yoğun bakım ünitesine girebilen ziyaretçi sayısını kısıtlıyor.
I really look forward to your visit in the near future.
- Yakın bir gelecekteki senin ziyaretini gerçekten dört gözle bekliyorum.
The President of France visited Okinawa.
- Fransa Başkanı, Okinawa'yı ziyaret etti.
Sami arrived for his visitation day.
- Sami ziyaret günü için geldi.
She visits him quite often, but never stays very long.
- O, sık sık onu ziyaret eder, ancak asla uzun kalmaz.
Tom stayed at a cheap hotel when he visited Boston.
- Tom Boston'u ziyaret ettiğinde ucuz bir otelde kaldı.
I remember Fred visiting Kyoto with his mother.
- Fred'in annesiyle birlikte Kyoto'u ziyaret edişini hatırlıyorum.
Switzerland is a very beautiful country and well worth visiting.
- İsviçre, çok güzel bir ülkedir ve ziyaret edilmeye değerdir.
Susie sometimes visits her father's office.
- Susie bazen babasının ofisini ziyaret eder.
She visits us every other day.
- O, gün aşırı bizi ziyaret eder.
We had some visitors yesterday.
- Dün bazı ziyaretçilerimiz vardı.
Visitors may not feed the animals.
- Ziyaretçiler hayvanları besleyemez.
We must avoid calling on others without an appointment.
- Biz, randevusuz başkalarını ziyaret etmekten kaçınmalıyız.
May I call on you some day?
- Ben, bir gün sizi ziyaret edebilir miyim?