Türkisch - Englisch
Definition von zincir im Türkisch Englisch wörterbuch
- chain
The dog should be on a chain.
-Köpek zincirlenmelidir.
The dog was chained to the post.
-Köpek direğe zincirlendi.
- chain; fetters, irons; series, succession
- fetters
Let's shackle your feet with silver fetters.
-Gümüş prangalarla ayaklarını zincirleyelim.
- (Dilbilim) string
- irons
- (Bilgisayar) threaded
- thread
- series
- train
I seem to have lost my train of thought.
-Düşünce zincirimi kaybetmiş gibi görünüyorum.
- linkage
- succession
- chain, series, succession: dağlar zinciri chain of mountains
- iron
- guard chain
- shackles
- shackle
Let's shackle your feet with silver fetters.
-Gümüş prangalarla ayaklarını zincirleyelim.
Sami shackled Layla with a chain.
-Sami, Leyla'ya zincirle bağladı.
- necklace (in the form of a chain); gold necklace
- tether
- chain: saat zinciri watch chain. kapı zinciri door chain. tekerlek zinciri tire chain
- bond
- fetter
Let's shackle your feet with silver fetters.
-Gümüş prangalarla ayaklarını zincirleyelim.
- formerly a heavy iron chain shackled to a prisoner's ankle with a ring and tied to his back with a rope
- gyve
- sequence
- catena
- zincir takmak
- chain
- zincir mağazalar şubesi
- chain store
- zincir baklası
- (Askeri) chain lock
- zincir dikiş
- (Tekstil) chainstitch
- zincir dikiş
- (Tekstil) one needle lock stitch
- zincir dikiş
- (Tekstil) chain stitch
- zincir işi
- (Teknik,Tekstil) chain stitch
- zincir kilit cıvatası
- chain bolt
- zincir mağaza
- chain store
- zincir mağazalar
- chain stores
- zincir reaksiyon
- (Tıp) chain reaction
- zincir reaksiyonu
- chain reaction
- zincir vurmak
- fettered
- zincir vurmak
- fetter
- zincir yüzeyi
- (Matematik) catenoid
- zincir kilidi
- chain lock
- zincir atma önleyici
- (Mekanik) throw-proof
- zincir ayar vidası
- chain adjusting screw
- zincir baklası
- shackle
- zincir baklası
- chain link
- zincir baklası somunu
- shackle nut
- zincir baltası
- (Askeri) chain hook
- zincir bağlantısı
- chain link
- zincir biçiminde olan
- (Kimya) acyclic
- zincir boru anahtarı
- chain tongs
- zincir bölünme tepkimesi
- (Kimya) chain fission reaction
- zincir caraskalı
- lever hoist
- zincir dikiş punto makinesi
- (Tekstil) hand stitch machine
- zincir dikişi
- chain stitch
- zincir dişli çark
- chain wheel
- zincir dişlisi
- sprocket
- zincir dişlisi
- chain gear
- zincir dişlisi
- sprocket wheel
- zincir dişlisi
- chain wheel
- zincir dişlisi çarkı
- sprocket
- zincir dişlisi çarkı
- sprocket wheel
- zincir dolabı
- chain locker
- zincir eğrisi
- catenary
- zincir gerdirici
- chain tightener
- zincir gergi
- (Denizbilim) chain mat
- zincir gergisi
- chain tensioner
- zincir gerici
- chain tightener
- zincir germe dişlisi
- (Otomotiv) chain tensioner sprocket
- zincir germe dişlisi
- take-up sprocket
- zincir geçiş dişlisi
- (Otomotiv) chain guide wheel
- zincir gomina
- chain cable
- zincir güverte locası
- (Askeri) chain pipe
- zincir güverte loçası
- chain pipe
- zincir halkası
- link
- zincir halkası
- chain ring
- zincir hatvesi
- chain pitch
- zincir ile bağlama
- enchaining
- zincir ile bağlama
- enchainment
- zincir ile bağlamak
- enchain
- zincir ile bağlanmış
- enchained
- zincir ile işletme
- chain drive
- zincir istiyorum
- I'd like a chain
- zincir izolatör
- string insulator
- zincir izolatör birim
- string insulator unit
- zincir kafes
- chain grate
- zincir kancası
- (Tekstil) chain hook
- zincir kasnağı
- chain drum
- zincir kimlik
- (Bilgisayar) thread id
- zincir kodu
- chain code
- zincir kolye
- neck-chain
- zincir korkuluğu
- chain guard
- zincir kuralı
- chain rule
- zincir kutusu
- (Otomotiv) chain protector
- zincir kutusu
- chain case
- zincir mahfazası
- chain case
- zincir mahfazası
- chain guard
- zincir makarası yatağı
- pulley bearing
- zincir mağazalar vergisi
- (Ticaret) chain store tax
- zincir muhafazası
- chain guard
- zincir oluşumu
- (Kimya) chain formation
- zincir palangası
- chain block
- zincir pimi
- chain pin
- zincir sapan
- chain sling
- zincir sapanı
- chain sling
- zincir sproketi
- (Otomotiv) chain sprocket
- zincir sınırlayıcı
- cable stopper
- zincir tahrik göbeği
- chain drive hub
- zincir tahrikli
- chain driven
- zincir tamponu
- chain stop
- zincir taşıyıcı
- chain conveyor
- zincir tepkimesi
- (Fizik) nuclear chain reaction
- zincir testere
- chain saw
I don't have a chain saw, but I know someone who does.
-Bir zincir testerem yok ama testeresi olan birini tanyorum.
- zincir tulumbası
- chain pump
- zincir türü molekül
- (Kimya) chain like molecule
- zincir vurulmak
- be put in chains
- zincir vurulmak
- be enslaved
- zincir yayı
- chain spring
- zincir yazıcı
- chain printer
- zincir yuvası
- chain housing
- zincir zırhı
- chain armour
- zincir çarkı
- (sprocket) chain wheel
- zincir çarkı
- chain wheel
- zincir çekmek crocheting
- to do a chain stitch
- zincir çengeli
- chain hook
- zincir ızgara
- chain grate
- zincir şeklinde
- (Biyoloji) chain-formed
- halka (zincir)
- link
- altın bir zincir görmek istiyorum
- I would like to see a gold brooch
- altın zincir
- golden chain
- anahtar, saat vb. tasimak için bele takilan zincir
- chatelaine
- anahtar, saat vb. tasimak için bele takilan zincir
- hook-like device to which keys and other items are attached
- artan zincir
- (Matematik) ascending chain
- artan zincir koşulu
- (Matematik) ascending chain condition
- basit zincir
- simple chain
- etli zincir
- (Askeri) link of chain
- ikili zincir
- binary chain
- kinematik zincir
- kinematic chain
- kovalı zincir
- chain and bucket
- makaralı zincir
- block chain, roller chain
- palet zincir baklası
- track link
- parçalı zincir
- split link
- paslanmaz zincir dişli
- stainless chain wheel
- radyoaktif zincir
- radioactive chain
- sessiz zincir
- (Otomotiv) silent chain
- sonsuz zincir
- endless chain
- tasimak için bele takilan zincir
- hook-like device to which keys and other items are attached (worn at the waist at the waist)
- tasimak için bele takilan zincir
- chatelaine
Relevante Übersetzungen
Türkisch - Türkisch
Definition von zincir im Türkisch Türkisch wörterbuch
- Taşıtların kar veya buzda kaymaması için tekerleklerine takılan alet
- Birbirine geçmiş bir sıra metal halkadan oluşan bağ
- Art arda gelen şeylerin oluşturduğu dizi
- Hükümlülerin eline, ayağına vurulan demir bağ, pranga
- Kesintisiz süren olaylar, sebep vb. dizisi
- Kesintisiz süren olaylar, sebep vb. dizisi: "Olaylar zinciri bu savunuyu haklı çıkaracak nitelikte değildir."- S. Birsel
- Altın veya gümüşten yapılmış takı
- Art arda gelen şeylerin oluşturduğu dizi: "Otomobillerin bitmez tükenmez zinciri üzerinden geçiyor."- A. İlhan
- (Osmanlı Dönemi) silsile
- polimeraz zincir tepkimesi
- (Biyoloji) Polimeraz Zincirleme Tepkimesi (Polymerase Chain Reaction - PCR), DNA içerisinde yer alan, dizisi bilinen iki segment arasındaki özgün bir bölgeyi enzimatik olarak çoğaltmak için uygulanan tepkimelere verilen ortak bir isimdir
Relevante Übersetzungen
zincir
Silbentrennung
zin·cirAussprache
Gemeinsame Collocations
zincir dişlisiResimler
Historie
Favoriten