zielsetzung

listen to the pronunciation of zielsetzung
Deutsch - Türkisch
hedef belirleme {f}
hedef belirlemek
hedef belirleme
Englisch - Türkisch

Definition von zielsetzung im Englisch Türkisch wörterbuch

objective
{i} erek
objective
(Tıp) Duyulur, hissedilir, idrak edilir
objective
{i} ismin i hali
goal setting
(Askeri) AMAÇ SAPTAMA
objective
{i} hedef

Ayaklanma, hedeflerine ulaşmakta başarısız oldu. - The uprising failed to achieve its objectives.

Bu çok önemli bir hedef ve ulaşmak oldukça zor olacak. - That is a very important objective and it will be quite tricky to achieve.

goal setting
(Ticaret) hedef belirleme
objective
(Biyokimya) özdek mercek
objective
(Denizbilim) özdel mercek
objective
{i} objektif

Metinler hiç objektif değiller. - Texts are never objective.

Objektif olarak bakınca, onun görüşleri rasyonalizmden epey uzak. - From an objective viewpoint, his argument was far from rational.

objective
yansız
objective
nesnel

Nesnel olduğumu düşünüyorum. - I think I'm objective.

objective
{s} tarafsız

Sen tarafsız olmuyorsun. - You're not being objective.

Tom'un tarafsız olduğunu düşünüyorum. - I think Tom is objective.

objective
(Askeri) HEDEF: Girişilen bir hareketin fiziksel amacı, örneğin ele geçirilmesi ve/veya elde tutulması komutanın planı için çok önemli olan belirli taktik arazi arızası. Ayrıca bakınız: "target"
objective
(Tıp) Başkaları tarafından müşahede edilir
objective
(Tıp) Mikroskobun objektifi (adesesi)
objective
(isim) objektif, mercek, nesne, ismin i hali, hedef, amaç, erek
objective
amaç,objektif