zielgerichtet

listen to the pronunciation of zielgerichtet
Deutsch - Türkisch
hedefe yönelik
Englisch - Türkisch

Definition von zielgerichtet im Englisch Türkisch wörterbuch

determined
{s} azimli

Tom azimli bir adamdır. - Tom is a determined man.

Tom azimli ve çalışkan. - Tom is determined and hard-working.

determined
belirlenmiş
determined
{s} kararlı

Tom Mary'i öpmeye kararlıydı. - Tom was determined to kiss Mary.

O, ne pahasına olursa olsun işi bitirmeye kararlıydı. - He was determined to finish the work at any cost.

determined
{f} belirle

Seyahat için tarihi belirlediler. - They determined the date for the trip.

Yaşamlarımız çevremiz tarafından belirlenir. - Our lives are determined by our environment.

determined
{f} karar ver: adj.kararlı
determined
direşken
determined
belirtili
determined
(Dilbilim) tamlanan
determined
{f} karar ver

Bir kralın kızı olarak düşünülen ve büyük lüks içinde yetiştirilen Eleanor kocasıyla bu tersliği paylaşmaya karar verdi. - Eleanor though the daughter of a king and brought up in the greatest luxury determined to share misfortune with her husband.

Yatmadan önce bu bulmacayı çözmeye karar verdim. - I'm determined to solve this puzzle before I go to bed.

determined
metin
determined
azimle
determined
azimkâr
determined
sapta/kararlaştır
determined
kati
determined
niyetinden şaşmaz
determined
{f} belirle: adj.belirli
determined
(sıfat) azimli, kararlı, kesin
Deutsch - Englisch
targeted (action)
single-minded
purposive
wittingly
purposeful
hormic
determined