All animals, except man, know that the principal business of life is to enjoy it.
- Bütün hayvanlar, insanın dışında, yaşamın asıl işinin ondan zevk almak olduğunu biliyor.
Every year, a hundred and fifty thousand tourists come to this island to enjoy the impressive scenery and the wonderful beaches.
- Her yıl, yüz elli bin turist etkileyici manzara ve harika plajlardan zevk almak için bu adaya gelir.
He enjoyed those visits.
- O, o ziyaretlerden zevk aldı.
Did you enjoy your visit?
- Ziyaretinizden zevk aldınız mı?
He took delight in talking with friends.
- O, arkadaşları ile konuşmaktan zevk aldı.