Zaman zaman depresyona girerim.
- I get depressed at times.
Tom'un İngilizcesi zaman zaman oldukça iyi görünsede, o sınırlarını biliyor gibi görünmüyor ve o bir hata yaptığında onu hatalı olduğuna ikna etmek imkansızdır.
- Though Tom's English seems quite good at times, he doesn't seem to know his limitations and it's impossible to convince him that he's wrong when he makes a mistake.
Hepimiz bazen bir aptal gibi davranırız.
- We all make fools of ourselves at times.
Bazen curve'ü carve ile karıştırıyorum.
- At times I confuse curve with carve.
Zaman zaman okulda onunla karşılaşırım.
- I meet him at school now and then.
Tom zaman zaman Mary'den haber alır.
- Tom hears from Mary every now and then.
Arada sırada kendinizi başkasının yerine koymak iyidir.
- It's good to put yourself in someone else's place now and then.
Arada sırada oğluna yazar.
- She writes to her son every now and then.
Ara sıra onunla okulda karşılaşırım.
- I meet her at school now and then.
Eğer zamanınız varsa, ara sıra birkaç satır yaz.
- If you have time, drop me a line now and then.