zayıflat

listen to the pronunciation of zayıflat
Türkisch - Englisch
debilitate
{f} emaciated
{f} debilitating
{f} enervated
weaken

Time, which strengthens friendship, weakens love. - Zaman, dostluğu güçlendirir, sevgiyi zayıflatır.

My failure did not weaken my self-confidence. - Hatam, özgüvenimi zayıflatmadı.

{f} weakening
{f} weakened

Fever and constant coughing weakened the old lady. - Ateş ve sürekli öksürme yaşlı kadını zayıflattı.

enervate
debilitated
zayıfla
{f} slim

If you want to be slim, follow this diet. - Zayıflamak istiyorsan, bu diyeti izle.

The doctor wants Tom to slim down a little. - Doktor Tom'un biraz zayıflamasını istiyor.

zayıfla
become bony
zayıfla
slim down

I'm trying to slim down. - Zayıflamaya çalışıyorum.

The doctor wants Tom to slim down a little. - Doktor Tom'un biraz zayıflamasını istiyor.

zayıfla
{f} slimmed
zayıflat
Favoriten