zaruri

listen to the pronunciation of zaruri
Türkisch - Englisch
(Hukuk) mandatory
of necessity, willy-nilly, whether one wants to or not
necessary, requisite
indispensable

Salt is an indispensable ingredient for cooking. - Tuz, pişirme için zaruri bir malzemedir.

Fertile soil is indispensable for a good harvest. - Verimli toprak iyi bir mahsul için zaruridir.

material
unavoidable; inevitable; inescapable; ineluctable
absolutely necessary, requisite, essential, vital; indispensable; mandatory, imperative
requisite
perforce
imperious
zaruri iskonto
requisite discount
zaruri tenzilat
requisite discount
zaruri kullanıcı baypası tahsisi
(Askeri) assign essential user bypass
zaruri olarak
of necessity

I went there of necessity. - Zaruri olarak oraya gittim.

deniz kuvvetlerine özel zaruri donanma hava aracı
(Askeri) Navy-unique fleet essential aircraft
Türkisch - Türkisch
Mecburi, zorunlu, gerekli: "Bu iskemlelerin böyle karşılıklı dizilmesi zaruridir."- H. F. Ozansoy
(Osmanlı Dönemi) mecburi, vazgeçilmez, karşılanması zorunlu ihtiyaç
Mecburî, zorunlu, gerekli
ZARURÎ
(Osmanlı Dönemi) Bak: Zaruriyye
ZARURİ GEÇİT
(Hukuk) Genel yola çıkmak için yeterli bir yolu bulunmayan taşınmaz sahibin,bir bedel karşılığında komşularından birinin arazisi üzerine geçit hakkı tanınması yolundaki irtifak hakkı
ZARURİ MASRAFLAR
(Hukuk) Bir şeye harcanması zorunlu giderler
zaruri
Favoriten