Tom'un kolunda bir kalp dövmesi vardı.
- Tom had a heart tattooed on his arm.
Japonya'da, eğer bir dövmen varsa, kaplıcaların birçoğunda yıkanmana izin verilmeyeceğini biliyor muydun?
- Did you know that in Japan, if you have a tattoo, you won't be allowed to bathe in many of the hot spring resorts?
Ben bir yat borusuna sahip değilim.
- I don't have a curfew.
O, sokağa çıkma yasağından sonra dışarıda olduğu için göz altına alındı.
- He was given a detention for being out after curfew.
Şehirde sokağa çıkma yasağı konuldu.
- A curfew was imposed on the city.
Tom göğsünde bir dövme yaptırmak istemedi.
- Tom didn't want to get a tattoo on his chest.
Tom göğsünde bir dövme yaptırmak istedi.
- Tom wanted to get a tattoo on his chest.