I've always dated older women.
- Her zaman yaşlı kadınlarla flört ettim.
When was the last time you went on a date?
- En son ne zaman biriyle çıktın?
What time will you be back?
- Ne zaman geri döneceksin?
What are the measures of time?
- Zamanın ölçüsü nedir?
I am always tense before I get on an airplane.
- Uçağa binmeden önce her zaman gergin olurum.
Relations between China and Japan have been tense recently.
- Çin ve Japonya arasındaki ilişkiler son zamanlarda gergin olmuştur.
Tom showed up at just the right moment.
- Tom tam doğru zamanda geldi.
Please drop in at my house when you have a moment.
- Lütfen zamanın olduğunda evime uğra.
Tom hasn't seen Mary since then.
- Tom o zamandan beri Mary'yi görmedi.
I haven't seen her since then.
- O zamandan beri onu görmedim.
Nobody has seen him ever since.
- O zamandan beri onu kimse görmedi.
We have been friends ever since.
- O zamandan beri arkadaşız.
It took me more than two hours to translate a few pages of English.
- Birkaç sayfa İngilizce çevirmek iki saatten fazla zamanımı aldı.
When I was a child, I spent many hours reading alone in my room.
- Çocukken odamda yalnız başına kitap okuyarak çok fazla zaman geçirdim.
He always sings while having a shower.
- O her zaman duşta şarkı söyler.
He kept on working all the while.
- O,her zaman çalışmaya devam etti.
I read a newspaper every day so that I may keep up with the time.
- Zamana ayak uydurabileyim diye her gün gazete okurum.
It rained heavily all day, during which time I stayed indoors.
- Tüm gün şiddetli yağmur yağdı, bu zaman zarfında evde kaldım.
I wonder when the rainy season will end.
- Yağışlı sezonun ne zaman biteceğini merak ediyorum.
When will the rainy season be over?
- Yağışlı sezon ne zaman bitecek?
We'll do it when we have time.
- Zamanımız olduğunda onu yapacağız.
I wish you would shut the door when you go out.
- Keşke dışarı çıktığın zaman kapıyı kapatsan.
There was a time when kings and queens reigned over the world.
- Kralların ve kraliçelerin dünyada hüküm sürdüğü bir zaman vardı.
Once upon a time there lived an emperor who was a great conqueror, and reigned over more countries than anyone in the world.
- Bir zamanlar büyük bir fatih olan bir imparator yaşardı ve dünyadaki herhangi birinden daha fazla ülkede hüküm sürdü.
He doesn't travel much apart from occasional business trips.
- O zaman zaman iş gezilerinin dışında çok seyahat etmez.
He occasionally visited me.
- O, zaman zaman beni ziyaret etti.
Tom always makes it a rule never to ask a woman her age.
- Tom her zaman bir kadına yaşını asla sormamayı bir kural olarak benimser.
If it's not from Scotland and it hasn't been aged at least twelve years, then it isn't whisky.
- Eğer İskoçya'dan gelmiyorsa ve en az on iki yıl eskitilmediyse o zaman o, viski değildir.
Go easy on Bob. You know, he's been going though a rough period recently.
- Bob'ın üzerine fazla gitmeyin.Bilirsiniz, o, son zamanlarda zor bir sürece rağmen devam etmektedir.
The students' lunch period is from twelve to one.
- Öğrencilerin öğlen yemeği zamanı saat on ikiden saat bire kadardır.
You can move about in all directions of Space, but you cannot move about in Time.
- Neredeyse Uzayın tüm yönlerinde hareket edebilirsin ancak zaman içinde hareket edemezsin.
If geometry is the science of space, what is the science of time?
- Geometri uzay bilimi ise, zaman bilimi nedir?
In Viking times Greenland was greener than today.
- Viking zamanında, Grönland bugünkünden daha yeşildi.
There were no radios in those times.
- O zamanlar hiç radyo yoktu.
Everytime I look at him, he smiles.
- Ona ne zaman baksam gülümser.
He will learn the facts in the course of time.
- O zaman içerisinde gerçekleri öğrenecek.
In my opinion, Twitter is a waste of time.
- Bence Twitter bir zaman kaybıdır.
Ten years is a long time.
- On yıl uzun bir zamandır.
We have a lot of snow at this time of the year.
- Yılın bu zamanında bir sürü karımız var.
Şu sıralar BT sertifikasyonlarına çalışmaya çok vakit harcıyorum.
- Bu aralar IT sertifikasyonlarına çalışmak için epey zaman harcıyorum.
Nasıl vakit buluyor bilmiyorum.
- Buna nasıl zaman ayırıyor bilmiyorum.