We'll just have to wait till then.
- Sadece o zamana kadar beklemek zorunda kalacağız.
Anything may happen till that time.
- O zamana kadar her şey olabilir.
I found all the shops closed by that time.
- O zamana kadar bütün dükkanları kapalı buldum.
They had been married for ten years by that time.
- Onlar o zamana kadar on yıl evliler.
Can you finish by then?
- O zamana kadar bitirebilir misin?
I'll be back by then.
- O zamana kadar döneceğim.
The food supplies will not hold out till then.
- Gıda malzemeleri o zamana kadar dayanmaz.
What do I do till then?
- O zamana kadar ne yaparım?