Can't you see a stapler somewhere around there?
- Oralarda bir yerde bir zımba göremiyor musun?
Will you please lend me a stapler?
- Bana bir zımba ödünç verir misin?
The conductor forgot to punch my ticket.
- Biletçi biletimi zımbalamayı unuttu.
I know what a stapler is.
- Tel zımbanın ne olduğunu biliyorum.
I know what a stapler looks like.
- Bir tel zımbanın neye benzediğini biliyorum.