We bought a round table.
- Biz bir yuvarlak masa aldık.
Julian wears round glasses like John Lennon's.
- Julian, John Lennon'unki gibi yuvarlak gözlük takıyor.
He rolled off the bed.
- O, yataktan yuvarlandı.
The ball rolled on the ground towards me.
- Top yerde bana doğru yuvarlandı.
What's 5,814 rounded to the nearest thousand?
- 5.814'ün en yakın bine yuvarlaması nedir?
The ball rolled across the road.
- Top, yolun karşısına yuvarlandı.
The ball is round, and the game lasts 90 minutes.
- Top yuvarlaktır ve maç 90 dakika sürer.