yurdu

listen to the pronunciation of yurdu
Türkisch - Englisch
needle eye
the eye of a needle
yurt
dorm

All of us live in the same dorm. - Hepimiz aynı yurtta yaşıyoruz.

My college has dormitories. - Benim üniversitemin yurtları var.

yurt
country

Have you ever been to a foreign country? - Hiç yurt dışında bulundun mu?

Have you ever been outside the country? - Hiç yurt dışına çıktın mı?

baba yurdu
see
yurt
{i} dig
yetimler yurdu
orphanage
yurt
native country; fatherland; home; habitation; habitat; hostel, dormitory
yurt
{i} dormitory

We all live in the same dormitory. - Hepimiz aynı yurtta yaşarız.

The food is very good in the dormitory where he lives. - Onun kaldığı yurtta yemekler çok iyi.

yurt
{i} home

The scientist is famous both at home and abroad. - Bilimci hem yurt içinde hem de yurt dışında ünlüdür.

You're just a little homesick. - Sen sadece biraz yurtsamışsın.

yurt
habitat
öğrenci yurdu
hostel

Is there a youth hostel near here? - Buraya yakın bir öğrenci yurdu var mı?

yurt
make-up
yurt
(Eğitim) student dormitory
yurt
habitation
yurt
student lodging
yurt
native country
yurt
{i} hostel
yurt
homeland
yurt
student residence
yurt
fatherland
yurt
abode
Evi ev eden avrat yurdu şen eden devlet
(Atasözü) A cheerful wife is the joy of life
dikis yurdu -selde / ibrisim
home-sewing in the flood / twist
yetiştirme yurdu
Orphanage, children´s home
yurt
digs
yurt
residence halls
öğrenci yurdu {n}
dormitory (n)
belediye yurdu
(Politika, Siyaset) council hostel
biçki dikiş yurdu
tailoring school
gençlik yurdu
youth hostel

Is there a youth hostel here? - Burada gençlik yurdu var mı?

We met them at the youth hostel. - Biz onlarla gençlik yurdunda tanıştık.

kimsesiz çocuklar yurdu
foundling hospital
kız öğrenci yurdu
sorority
yetimler yurdu
orphans' home
yetiştirme yurdu
orphanage, children's home
yoksullar yurdu
poorhouse
yurt
home (for homeless or distressed people): yetiştirme yurdu orphanage
yurt
house

They think the owner of the house is studying abroad. - Onlar evin sahibinin yurt dışında eğitim aldığını düşünüyorlar.

yurt
hostel, dormitory (for university students)
yurt
place or area in which one grew up
yurt
hall of residence
yurt
place which one can call home, home
yurt
homeland of a people or nation; territory comprising a nation-state
yurt
hall
yurt
diggings
yurt
home, cradle, place which breeds excellent ...: askerler yurdu a place which produces top-notch soldiers
yurt
youth hostel
yurt
place where a particular service is rendered or a particular subject is taught: sağlık yurdu clinic. biçki ve dikiş yurdu sewing school
yurt
yurt
yurt
(Sosyoloji, Toplumbilim) territory
öğrenci yurdu
student hostel
öğrenci yurdu
dormitory, dorm
öğrenci yurdu
youth hostel

Is there a youth hostel near here? - Buraya yakın bir öğrenci yurdu var mı?

üniversite yurdu
hall of residence
şifa yurdu
nursing home
Englisch - Englisch

Definition von yurdu im Englisch Englisch wörterbuch

yurt
A large, round semi-permanent tent with vertical walls and conical roof usually associated with Central Asia and Mongolia
yurt
A large, round semi-permanent tent with vertical walls and conical roof usually associated with Mongolia
yurt
a circular domed dwelling that is portable and self-supporting; originally used by nomadic Mongol and Turkic people of central Asia but now used as inexpensive alternative or temporary housing
yurt
A circular, domed, portable tent used by nomadic peoples of central Asia
yurt
{i} rounded building characteristic of the Mongols and the Turks of central Asia
Türkisch - Türkisch
İğnenin deliği
iğne deliği
YURT
(Hukuk) Vatan; barınılan yer
Yurt
dar
Yurt
vatan
baba yurdu
Baba ocağı
bakım yurdu
Yoksul veya kimsesiz yaşlı ve sakatların barındırılıp bakıldıkları yurt, darülâceze
biçki dikiş yurdu
Halka açık terzilik mesleğini öğretme ve uygulama yeri
biçki yurdu
Biçki ve dikiş okulu
düşkünler yurdu
Düşkünler evi
iğne yurdu
İğne gözü, iğne deliği
sağlık yurdu
Şehirlerde veya büyük merkezlerde hastalara bakmak için açılan kuruluş, darüşşifa
yaşlılar yurdu
Huzur evi
yetiştirme yurdu
Anne ve babası olmayan veya anne ve babası tarafından bırakılan ve haklarında koruma kararı alınan 7-18 yaşlarındaki çocukların barındırılıp yetiştirildiği eğitim kurumu
yurt
Bazı nitelik veya değerleri taşıyanların çok bulunduğu yer, diyar
yurt
Orta Asya'da Türk ve Moğol göçebelerinin ev olarak kullandığı çadırlara verilen ad
yurt
Göçebe Türklerin oturduğu çadır
yurt
Kalacak, barınacak yer
yurt
Sahip olunan arazi, emlak
yurt
Bir halkın üzerinde yaşadığı, kültürünü oluşturduğu toprak parçası; vatan
yurt
Yörüklerin yazın veya kışın oturdukları yer
yurt
Hastaların tedavi edildiği yer
yurt
Toplu olarak bir iş öğretilen yer
yurt
İnsanın doğup büyüdüğü, yaşadığı yer, memleket
yurt
Bir şeyin ilk veya çok yetiştirildiği yer, vatan
yurt
At sürüsü
yurt
Bir halkın üzerinde yaşadığı, kültürünü oluşturduğu toprak parçası, vatan. İnsanın doğup büyüdüğü, yaşadığı yer, memleket: "Gerideki yurdunu on beş günden fazla boş bırakmak istemez."- F. R. Atay
yurt
Bir grup insanın oturduğu, yetiştirildiği veya bakıldığı kurum
öğrenci yurdu
Öğrencilerin barınma, yeme ve çalışmalarını kolayca karşılayabilecek özel olarak yapılmış yer veya bina
Englisch - Türkisch

Definition von yurdu im Englisch Türkisch wörterbuch

kavunun ana yurdu
ana

sf.

yurt
yurt
yurt
yurda benzer yuvarlak bina
yurt
keçe çadır
yurdu
Favoriten