Definition von yurdu im Türkisch Englisch wörterbuch
- needle eye
- the eye of a needle
- yurt
- dorm
You will soon adjust to living in a dormitory.
- Yakında bir yurtta yaşamaya uyum sağlayacaksın.
Have you gotten used to living in the dorm?
- Yurtta yaşamaya alıştın mı?
- yurt
- country
Tom lives on his country estate.
- Tom yurtluğunda yaşıyor.
Have you ever been outside the country?
- Hiç yurt dışına çıktın mı?
- baba yurdu
- see
- yurt
- {i} dig
- yetimler yurdu
- orphanage
- yurt
- native country; fatherland; home; habitation; habitat; hostel, dormitory
- yurt
- {i} dormitory
The food is very good in the dormitory where he lives.
- Onun kaldığı yurtta yemekler çok iyi.
You must observe the rules of the dormitory.
- Yurt kurallarına uymalısın.
- yurt
- {i} home
You're just a little homesick.
- Sen sadece biraz yurtsamışsın.
Japan's foreign aid is decreasing in part because of an economic slowdown at home.
- Japonya'nın dış yardımları yurttaki ekonomik yavaşlamadan dolayı kısmen azalıyor.
- yurt
- habitat
- öğrenci yurdu
- hostel
Is there a youth hostel near here?
- Buraya yakın bir öğrenci yurdu var mı?
- yurt
- make-up
- yurt
- (Eğitim) student dormitory
- yurt
- habitation
- yurt
- student lodging
- yurt
- native country
- yurt
- {i} hostel
- yurt
- homeland
- yurt
- student residence
- yurt
- fatherland
- yurt
- abode
- Evi ev eden avrat yurdu şen eden devlet
- (Atasözü) A cheerful wife is the joy of life
- dikis yurdu -selde / ibrisim
- home-sewing in the flood / twist
- yetiştirme yurdu
- Orphanage, children´s home
- yurt
- digs
- yurt
- residence halls
- öğrenci yurdu {n}
- dormitory (n)
- belediye yurdu
- (Politika, Siyaset) council hostel
- biçki dikiş yurdu
- tailoring school
- gençlik yurdu
- youth hostel
Is there a youth hostel around here?
- Buralarda bir gençlik yurdu var mı?
We met them at the youth hostel.
- Biz onlarla gençlik yurdunda tanıştık.
- kimsesiz çocuklar yurdu
- foundling hospital
- kız öğrenci yurdu
- sorority
- yetimler yurdu
- orphans' home
- yetiştirme yurdu
- orphanage, children's home
- yoksullar yurdu
- poorhouse
- yurt
- home (for homeless or distressed people): yetiştirme yurdu orphanage
- yurt
- house
They think the owner of the house is studying abroad.
- Onlar evin sahibinin yurt dışında eğitim aldığını düşünüyorlar.
- yurt
- hostel, dormitory (for university students)
- yurt
- place or area in which one grew up
- yurt
- hall of residence
- yurt
- place which one can call home, home
- yurt
- homeland of a people or nation; territory comprising a nation-state
- yurt
- hall
- yurt
- diggings
- yurt
- home, cradle, place which breeds excellent ...: askerler yurdu a place which produces top-notch soldiers
- yurt
- youth hostel
- yurt
- place where a particular service is rendered or a particular subject is taught: sağlık yurdu clinic. biçki ve dikiş yurdu sewing school
- yurt
- yurt
- yurt
- (Sosyoloji, Toplumbilim) territory
- öğrenci yurdu
- student hostel
- öğrenci yurdu
- dormitory, dorm
- öğrenci yurdu
- youth hostel
Is there a youth hostel near here?
- Buraya yakın bir öğrenci yurdu var mı?
- üniversite yurdu
- hall of residence
- şifa yurdu
- nursing home