yulaf

listen to the pronunciation of yulaf
Türkisch - Englisch
oat

Tom usually only eats oatmeal for breakfast. - Tom genellikle kahvaltı için sadece yulaf ezmesi yiyor.

I like eggs for breakfast, but my sister prefers oatmeal. - Ben kahvaltı için yumurta severim, ama ablam yulaf lapası tercih eder.

oaten
(Tabiat Doğa) (bitki, Fam: buğdaygiller,necliye) oat
oaf
corn
oats

Oats have long been food for horses and mules. - Yulaf uzun zaman atlara ve katırlara yiyecek olmuştur.

Tom gave some oats to his horse. - Tom atına biraz yulaf verdi.

oats (the seed of the oat)
cereal oat
pilcorn
yulaf lâpası
porridge
yulaf ekmeği
oat bread
yulaf ezmeli yemek
flummery
yulaf ezmesi
oatmeal

I always have fruit and oatmeal for breakfast. - Ben her zaman kahvaltı için meyve ve yulaf ezmesi yerim.

Tom usually eats oatmeal without sugar. - Tom genellikle yulaf ezmesini şekersiz yer.

yulaf ezmesi
1. rolled oats, oatmeal. 2. oatmeal porridge, oatmeal
yulaf kırması
grout
yulaf lapası
oatmeal

I like eggs for breakfast, but my sister prefers oatmeal. - Ben kahvaltı için yumurta severim, ama ablam yulaf lapası tercih eder.

yulaf lapası
gruel

There is not enough gruel. - Yeterince yulaf lapası yok.

yulaf lâpası
water gruel
yulaf otu
(Tabiat Doğa) (bitki, Fam: buğdaygiller,necliye) [syn.: yulaf otu, yulafçık] oat-grass, false oat, tall oatgrass
yulaf unu
oat flour
yulaf çorbası/lapası
oatmeal porridge, oatmeal
sulu yulaf vb lapası
gruel
domuz kanı ve yulaf unundan yapılan bir yiyecek
black pudding
iri taneli yulaf
grits
Türkisch - Türkisch
Bu bitkinin tanesi
Buğdaygillerden, en çok hayvan yemi olarak yetiştirilen otsu bitki (Avena sativa)
yulaf unu
Kurutulmuş yulaf tanelerinin öğütülmesiyle elde edilen un
Englisch - Türkisch

Definition von yulaf im Englisch Türkisch wörterbuch

yulaf ezmesi
Oatmeal
yulaf
Favoriten