Angels watch from above as men fight amongst themselves.
- İnsanlar kendi aralarında mücadele ederken melekler yukarıdan izlerler.
The clouds above moved fast.
- Yukarıdaki bulutlar hızlı ilerledi.
Can I talk to you upstairs?
- Seninle yukarıda konuşabilir miyim?
My study is upstairs.
- Benim çalışma odam yukarıda.
Tom heard a helicopter overhead.
- Tom yukarıdan geçen bir helikopter duydu.
Tom could hear helicopters overhead.
- Tom yukarıdan geçen helikopterleri duyabiliyordu.
The church is on the hill overlooking the city.
- Kilise, kenti yukarıdan gören tepe üzerindedir.
Exports in January were up 20% over the same period of last year.
- Ocak ayında ihracat, geçen yılın aynı dönemine göre % 20 yukarıdaydı.
The book is up there.
- Kitap orada, yukarıda.
Why are you up there?
- Neden orada yukarıdasın?
She shut the door and went upstairs.
- Kapıyı kapattı ve yukarı gitti.
Go upstairs and bring down my trunk.
- Yukarı çık ve bavulumu getir.
Angels watch from above as men fight amongst themselves.
- İnsanlar kendi aralarında mücadele ederken melekler yukarıdan izlerler.
She is certainly above forty.
- O kesinlikle kırkın yukarısındadır.
The giraffe cannot swim because its centre of gravity is so high that it would topple over.
- Zürafa yüzemez çünkü ağırlık merkezi çok yukarıda olduğundan baş aşağı döner.
As we go up higher, the air becomes thinner.
- Biz yukarıya giderken hava incelir.