Go upstairs and bring down my trunk.
- Yukarı çık ve bavulumu getir.
Grace goes upstairs to the extension telephone.
- Grace yukarıdaki dahili telefona gider.
Angels watch from above as men fight amongst themselves.
- İnsanlar kendi aralarında mücadele ederken melekler yukarıdan izlerler.
The above-mentioned mail item has been duly delivered.
- Yukarıda bahsedilen posta öğesi usulüne uygun şekilde teslim edilmiştir.
The giraffe cannot swim because its centre of gravity is so high that it would topple over.
- Zürafa yüzemez çünkü ağırlık merkezi çok yukarıda olduğundan baş aşağı döner.
I teach French at the high school up the street.
- Caddenin yukarısındaki lisede Fransızca öğretirim.