Go upstairs and bring down my trunk.
- Yukarı çık ve bavulumu getir.
My study is upstairs.
- Benim çalışma odam yukarıda.
See the example given above.
- Yukarıda verilen örneğe bak.
The above-mentioned mail item has been duly delivered.
- Yukarıda bahsedilen posta öğesi usulüne uygun şekilde teslim edilmiştir.
The higher we go up, the cooler the air becomes.
- Ne kadar yukarıya gidersek hava o kadar soğuk olur.
As we go up higher, the air becomes cooler.
- Biz yukarı çıkarken hava soğur.