My study is upstairs.
- Benim çalışma odam yukarıda.
Grace goes upstairs to the extension telephone.
- Grace yukarıdaki dahili telefona gider.
See the example given above.
- Yukarıda verilen örneğe bak.
Angels watch from above as men fight amongst themselves.
- İnsanlar kendi aralarında mücadele ederken melekler yukarıdan izlerler.
The giraffe cannot swim because its centre of gravity is so high that it would topple over.
- Zürafa yüzemez çünkü ağırlık merkezi çok yukarıda olduğundan baş aşağı döner.
As we go up higher, the air becomes cooler.
- Biz yukarı çıkarken hava soğur.