Tom could hear helicopters overhead.
- Tom yukarıdan geçen helikopterleri duyabiliyordu.
Tom heard a helicopter overhead.
- Tom yukarıdan geçen bir helikopter duydu.
She shut the door and went upstairs.
- Kapıyı kapattı ve yukarı gitti.
Go upstairs and bring down my trunk.
- Yukarı çık ve bavulumu getir.
See the example given above.
- Yukarıda verilen örneğe bak.
The above-mentioned mail item has been duly delivered.
- Yukarıda bahsedilen posta öğesi usulüne uygun şekilde teslim edilmiştir.
I teach French at the high school up the street.
- Caddenin yukarısındaki lisede Fransızca öğretirim.
As we go up higher, the air becomes thinner.
- Biz yukarıya giderken hava incelir.