Malezya'daki gençlik Kore ve Japonya'daki ünlülerden gerçekten hoşlanıyor.
- The youth in Malaysia really like Korean and Japanese celebrities.
Birçok büyük insan gençliklerinde zorluklardan geçmişlerdir.
- Many great men went through hardship during their youth.
Onlar, Tom'un gençliğinde hangi zorlukları yaşadığını bilmiyorlar.
- They don't know what difficulties Tom went through in his youth.
Gençliğinin bittiğini düşünmek için iyi bir nedenin olabilir.
- You may have good reason to think that your youth is over.
Gençler bahçede yerler.
- The youth eat in the garden.
Gençlerden oluşan bir grup yaşlı adama saldırdı.
- A group of youths attacked the old man.
Buraya yakın bir öğrenci yurdu var mı?
- Is there a youth hostel near here?
he wants to go for a trial for the manchester united youth squad.
Biz onlarla gençlik yurdunda tanıştık.
- We met them at the youth hostel.
Burada gençlik yurdu var mı?
- Is there a youth hostel here?
Onun hep böyle parlayan genç bir cildi var.
- She always has such glowing youthful skin.
Tom çok genç, değil mi?
- Tom is very youthful, isn't he?
Gençlerden oluşan bir grup yaşlı adama saldırdı.
- A group of youths attacked the old man.
Bu dört genç, metropol bölgesinde bir daireyi paylaşıyorlar.
- These four youths share an apartment in the metropolitan area.
Gençlerden oluşan bir grup yaşlı adama saldırdı.
- A group of youths attacked the old man.
Yeni davranış kurallarını ihlâl etmekten yakalanan gençler seyahat özgürlüğü haklarını kaybedecekler, ve bu hakkı geri almak için parasız toplum işini tamamlamak zorunda kalacaklar.
- Youths who are caught violating the new rules on behaviour will lose their right to free travel, and will have to complete unpaid community work to earn it back.
Just watching the advertisement, you'd think the face cream was a fountain of youth.
... when it comes to youth policymaking, where the data ...
... are healthier at older ages. That’s the result of investment in education in youth. ...