your ass

listen to the pronunciation of your ass
Englisch - Türkisch

Definition von your ass im Englisch Türkisch wörterbuch

you
siz

Siz burada bir öğretmen misiniz yoksa bir öğrenci misiniz? - Are you a teacher or a student here?

Merhaba, siz Bay Ogawa mısınız? - Hello, are you Mr Ogawa?

you
sen

Artık seni sevmiyorum. - I don't love you anymore.

Seni anlamak gerçekten çok zor. - Understanding you is really very hard.

you
{z} 1. sen; siz; sizler; seni; sizi; sana; size: Hey you! Come here! Hey sen, buraya gel! You children don't be late! Çocuklar, siz geç
you
genellemelerde kullanılır
you
sana

Sana küçük bir şey getirdim. - I brought you a little something.

Sana satranç oynamayı öğreteceğim. - I will teach you to play chess.

you
sizi

Sizin hangi tür şarabınız var? - What kind of wine do you have?

Sizin bir öğretmen olduğunuzu biliyorum. - I know that you're a teacher.

stick it up your ass
kıçına şok
stick it up your ass
başına çal
stick it up your ass!
(Argo) hayrını görme!
stick it up your ass!
(Argo) münasip bir tarafına sok!
stick it up your ass!
(Argo) al da başına çal!
you
seni

İstasyona giderken ben seni geçtim. - I can beat you to the station.

Artık seni sevmiyorum. - I don't love you anymore.

you
size

İçmek için size ne alabilirim? - What can I get you for drinking?

Size kuralları ihlal etmek için izin verilmez. - You are not allowed to violate the rules.

you
sen; siz; sizler; seni; sizi; sana; size: Hey you! Come here! Hey sen, buraya gel! You children don't be late! Çocuklar, siz geç
Englisch - Englisch
you

Why is your ass always so late?.

her ass
she

Her ass is always late.

his ass
he

His ass is always late.

my ass
Indicates disapproval, disagreement, or disbelief, often with a tone of disregard, disdain, or disgust

You're his brother, my ass! You look nothing alike.

my ass
I, myself; oneself in the third person

Now I gotta drag my ass to work.

my ass
An expression used i n times when you find that whatever someone is saying is complete bullshit
your ass
Favoriten