young; soft, fresh; juvenile

listen to the pronunciation of young; soft, fresh; juvenile
Englisch - Türkisch

Definition von young; soft, fresh; juvenile im Englisch Türkisch wörterbuch

youthful
{s} gençlere/gençliğe özgü
youthful
genç bir havaya sahip
youthful
gençliğe özgü
youthful
genç bir insanı andıran
youthful
taze
youthful
gençlere yakışır
youthful
{s} genç

Onun hep böyle parlayan genç bir cildi var. - She always has such glowing youthful skin.

Yaşlı olmasına rağmen genç bir ruhu var. - Though he is old, he has a youthful spirit.

youthful
{s} diri
youthful
{s} dinç
youthful
{s} genç bir havaya sahip, genç bir insanı andıran (yaşlıca/yaşlı kimse)
youthful
gençliğe yakışır
youthful
{s} gençlere özgü
youthful
{s} gençlik
Englisch - Englisch
{s} youthful
young; soft, fresh; juvenile
Favoriten