When I woke up, all other passengers had gotten off.
- Ben uyandığımda, diğer tüm yolcular inmişti.
Rosa Parks refused to give up her seat for a white passenger.
- Rosa Parks, beyaz bir yolcuya koltuğunu bırakmayı reddetti.
And do the travellers remember him?
- Ve yolcular onu hatırlıyor mu?
Travelers should finish their journey before dark.
- Turistler karanlıktan önce yolculuklarını bitirmeli.
There are a lot of people who believe that Tom really is a time traveler.
- Tom'un gerçekten bir zaman yolcusu olduğuna inanan bir sürü insan var.