I'm travelling alone.
- Yalnız yolculuk ediyorum.
Travelling is easy these days.
- Yolculuk etmek bugünlerde kolaydır.
She is contemplating a trip.
- O bir yolculuk düşünüyor.
She is busy preparing for the trip.
- O yolculuk için hazırlanmakla meşgul.
The voyage lasted 14 months.
- Yolculuk 14 ay sürdü.
The voyage to America used to take many weeks.
- Amerika'ya yolculuk birçok hafta sürerdi.
I made a long journey last year.
- Geçen yıl uzun bir yolculuk yaptım.
The journey has just begun.
- Yolculuk henüz başladı.
Steve told me the tale of his travels.
- Steve bana yolculuklarının hikayesini anlattı.
Time travel is possible.
- Zamanda yolculuk mümkündür.
Congratulations! You just won a free cruise to the Bahamas!
- Tebrik ederiz! Bahamalar'a ücretsiz yolculuk kazandınız!
Gemiyle yolculuk yapmayı severim.
- Gemiyle yolculuk yapmayı seviyorum.
Gemiyle yolculuk yapmayı seviyorum.
- Gemiyle yolculuk yapmayı severim.