yol açtı

listen to the pronunciation of yol açtı
Türkisch - Englisch
led the way
guided or conducted at the head of, gave the tone
yol
{f} cause

I don't want to cause a panic. - Paniğe yol açmak istemiyorum.

Weak foundations caused the house to subside. - Zayıf temeller evin çökmesine yol açtı.

yol
{f} gap
yol
{f} lead

They believed it might lead to war with Britain. - Onlar, onun Britanya ile bir savaşa yol açabileceğine inandılar.

A new study suggests that hospital records for patients older than 65 are often incorrect, which may lead to serious treatment errors. - Yeni bir çalışma 65'ten daha büyük hastaların hastane kayıtlarının çoğunlukla yanlış olduğunu ortaya atmaktadır, bu durum ciddi tedavi hatalarına yol açabilir.

yol açtı
Favoriten