The boss asked Mr Brown to take charge of the office while she was away.
- Patron, Bay Brown'dan kendisi yokken işyerinin sorumluluğunu almasını istedi.
A thief broke into the house while we were away.
- Biz yokken eve hırsız girmiş.
I was absent from school because of illness.
- Hastalık nedeniyle okulda yoktum.
He was absent owing to illness.
- O, hastalık nedeniyle yoktu.
He has not less than 100 dollars.
- Onun 100 dolardan az parası yok.
There is nothing concealed that will not be revealed.
- Açığa çıkartılmayacak hiçbir sır yoktur.
Half a loaf is better than none.
- Yarım somun ekmek hiç yoktan iyidir.
That's none of your business.
- Sizinle bir ilgisi yok.
Tom had no idea that Mary was a serial killer.
- Tom'un Mary'nin bir seri katil olduğuna dair hiçbir fikri yoktu.
Hold your tongue, or you'll be killed.
- Dilini tut, yoksa öldürüleceksin.
She is lacking in common sense.
- O, sağduyudan yoksundur.
He is lacking in common sense.
- O, sağduyudan yoksundur.
Hiç paraları yok.
Mary has nobody to talk with, but she doesn't feel lonely.
- Mary'nin konuşacak hiç kimsesi yok fakat o kendini yalnız hissetmiyor.
Does she speak English, French or German?
- O İngilizce mi, Fransızca mı yoksa Almanca mı konuşuyor?