Nevertheless, I want to go there.
- Yine de oraya gitmek istiyorum.
It's just five in the morning, but nevertheless it is light out.
- Henüz sabahın beşiydi ama yine de aydınlıktı.
Shit, once again I missed the train!
- Kahretsin, yine treni kaçırdım.
I'll probably come back here again tomorrow.
- Galiba yarın yine buraya geri geleceğim.
I need this back by tomorrow.
- Yarına kadar buna yine ihtiyacım var.
Once more, the fundamentalist ideologies oppose to the great historical advances.
- Yine, köktenci ideolojiler büyük tarihsel ilerlemelere karşı çıkarlar.
Sami was repeating that over and over.
- Sami onu tekrar tekrar yineliyordu.
Still, the war was not over.
- Yine de, savaş bitmedi.
Tom and Mary decided to meet there again the following week.
- Tom ve Mary, ertesi hafta yine orada buluşmak için karar verdi.
He ate three and said he could eat as many again.
- O, üç tane yedi ve yine aynı sayıda yiyebileceğini söyledi.
Tom and Mary argue a lot, but they still get along quite well together.
- Tom ve Mary çok tartışırlar ama yine de birlikte oldukça iyi geçinirler.
Tom did the best he could, but he still wasn't able to pass the course.
- Tom elinden geleni yaptı, ama yine de dersleri geçemedi.
Even so ... she didn't have to slap me!
- Yine de... bana tokat atmak zorunda değildi!
I doubt that Tom would help, but you should still ask him.
- Tom'un yardımcı olacağından kuşkuluyum, ama yine de ona sormalısınız.
Rick and Carol broke up two months ago, but he's still carrying a torch for her.
- Rick ve Carol, iki ay önce ayrıldılar ama yine de o onu karşılıksız seviyor.
It's just five in the morning, but nevertheless it is light out.
- Henüz sabahın beşiydi ama yine de aydınlıktı.
Nevertheless, I want to go there.
- Yine de oraya gitmek istiyorum.
All dogs are animals. However, that doesn't mean that all animals are dogs.
- Bütün köpekler hayvandır. Yine de bu bütün hayvanların köpek olduğu anlamına gelmez.
It was raining. However, they still went on their school trip.
- Yağmur yağıyordu. Ancak onlar yine de okul gezilerine devam ettiler.
It looks like Mary is drunk again.
- Görünüşe göre Mary gene sarhoş.
In general, people were against the consumption tax.
- Genellikle insanlar tüketim vergisine karşıdırlar.
There are seven billion people in the world, and yet I am nonetheless alone.
- Dünyada 7 milyar insan var, ve ben hâlâ yine de yalnızım.
Most jellyfish stings aren't deadly, but many are pretty painful nonetheless.
- Çoğu denizanası sokmaları ölümcül değil ama çoğu yine de oldukça ağrılıdır.
We have yet to learn the truth.
- Yine de gerçeği öğrenmek zorundayız.
The sun was shining, yet it was cold.
- Güneş parlıyordu, yine de hava soğuktu.
Though he was poor, he was nonetheless happy.
- Fakir olmasına rağmen, o yine de mutluydu.
Thanks for the offer, though.
- Öneri için teşekkürler yine de.
He never did his work anyhow.
- Yine de o işini asla yapmadı.
That has been my experience anyhow.
- O yine de benim tecrübemdi,
Thank you all the same.
- Yine de teşekkür ederim.
He is rude, but I love him all the same.
- O kaba fakat yine de onu severim.
At any rate, I can go out when it stops raining.
- Yine de, yağmur durduğunda dışarı çıkabilirim.
Jane didn't buy it after all.
- Jane yine de onu almadı.
I tried many things but failed after all.
- Ben çok şey denedim fakat yine de başarısız oldum.
Our trip was long, difficult and dangerous. We're just happy to be back home in one piece.
- Yolculuğumuz; uzun, çetin ve tehlikeliydi. Yine de evlerimize sağ salim döndüğümüz için mutluyuz.
It's just five in the morning, but nevertheless it is light out.
- Henüz sabahın beşiydi ama yine de aydınlıktı.
Gilbert is late yet again.
- Gilbert gene geç kaldı.
Tom isn't up yet. He usually stays in bed until 7:30.
- Tom henüz kalkmadı. O genellikle 7.30'a kadar yatakta kalır.
My wife has faults. None the less, I love her.
- Karımın hataları var. Yine de, ben onu seviyorum.
Tom didn't feel well, but he went to work anyway.
- Tom iyi hissetmiyordu ama yine de işe gitti.
She wanted to go out anyway.
- Yine de dışarı çıkmak istedi.
Kistik fibrozis, kalıtsal bir hastalıktır.
- Cystic fibrosis is a genetic disease.
Bu hayvanın, bazı kalıtsal sorunları varmış gibi görünüyor.
- There seems to be some genetic problem with this animal.
Lemma 5 gelişigüzel seçilmiş Artin halkaları ile genellenemez
- Lemma 5 cannot be generalized to arbitrary artinian rings.
General Motors 76,000 işçisini işten çıkardı.
- General Motors laid off 76,000 workers.