Ten, twenty, thirty, forty, fifty, sixty, seventy, eighty, ninety, one hundred.
- On, yirmi, otuz, kırk, elli, altmış, yetmiş, seksen, doksan, yüz.
Tom died when he was seventy years old.
- Tom yetmiş yaşında iken vefat etti.
Tom is a septuagenarian.
- Tom yetmiş yaşlarında bir kimsedir.