The authorities fined the shop because of a disorder in the electronic balance.
- Elektronik terazideki bir arıza nedeniyle yetkililer işyerine para cezası verdi.
Getting rid of garbage has become a major headache for the authorities.
- Çöpten kurtulmak yetkililer için büyük bir baş belası haline gelmiştir.
Only cleaners are authorized to enter into the meeting room.
- Sadece temizlikçiler toplantı odasına girmeye yetkilidir.
You are not authorized to enter there.
- Orada girmek için yetkili değilsiniz.
They are both very competent judges.
- Onların her ikisi de çok yetkili hakimler.
I think they are a competent person.
- Onların yetkili bir kişi olduğunu düşünüyorum.
Chinese officials say economic growth has dropped to a three-year low because of the world economy.
- Çinli yetkililer ekonomik büyümenin dünya ekonomisinden dolayı üç yıl içinde en düşük seviyesine düştüğünü söylüyor.
He asked the officials to lift the ban.
- Yetkililerin yasağı kaldırmasını rica etti.
Getting rid of garbage has become a major headache for the authorities.
- Çöpten kurtulmak yetkililer için büyük bir baş belası haline gelmiştir.
His best friend ratted him out to the authorities.
- Onun en iyi arkadaşı onu yetkili makamlara ihbar etti.
You are not entitled to attend the meeting.
- Toplantıya katılmak için yetkili değilsiniz.
You're entitled to the truth.
- Sen gerçeğe yetkilisin.
You are not entitled to attend the meeting.
- Toplantıya katılmak için yetkili değilsiniz.
You're entitled to the truth.
- Sen gerçeğe yetkilisin.
I am the executive director of the museum.
- Ben müzenin yetkili müdürüyüm.