Under the circumstances, his outburst was not warranted.
We need authorization.
- Yetkiye ihtiyacımız var.
I need authorization.
- Yetkiye ihtiyacım var.
He abuses his authority.
- O yetkisini kötüye kullanıyor.
He has got both authority and ability.
- Onun hem yetkisi hem de yeteneği var.
The document grants full powers to Manuela.
- Belge, Manuela'ya tüm yetkileri verir.
The ruling class will not surrender its power.
- Egemen sınıf yetkilerinden vazgeçmez.
All right, I'm in charge now.
- Tamam, şimdi yetki bende.
You're not authorized to do that.
- Bunu yapmaya yetkili değilsin.
You are not authorized to enter there.
- Orada girmek için yetkili değilsiniz.
This case is outside my jurisdiction.
- Bu durum benim yetki alanımın dışında.