yetiştirilmiş

listen to the pronunciation of yetiştirilmiş
Türkisch - Englisch
brought up

He must have been brought up in a good family. - İyi bir ailede yetiştirilmiş gibi görünüyor.

His sons are not properly brought up. - Onun oğulları uygun şekilde yetiştirilmiş değil.

raised by
yetiştirilmiş kimse
initiate
yetiş
got on for
yetiş
get on for
yetiş
{f} overtaken
yetiş
overtook
yetiş
overtake

If you hurry, you will overtake him. - Acele edersen ona yetişirsin.

If you hurry, you will soon overtake her. - Eğer acele edersen yakında ona yetişirsin.

yetiş
catch up

I quickened my steps to catch up with her. - Ona yetişmek için adımlarımı hızlandırdım.

I'll catch up with you later. - Daha sonra size yetişirim.

yetiş
grown at
özel yetiştirilmiş
purpose trained
yetiştirilmiş
Favoriten