The only thing that matters is whether or not your teacher thinks your report is good enough.
- Önemli olan tek şey senin öğretmeninin senin raporunun yeterince iyi olup olmadığını düşünmesidir.
In art, as in love, instinct is good enough.
- Sanatta, aşktaki gibi, içgüdü yeterince iyidir.
I know it well enough.
- Ben onu yeterince iyi tanıyorum.
Tom didn't do well enough on the driver's test to get a driver's license.
- Tom sürücü belgesini almak için sürücü testinde yeterince iyi yapamadı.