yeter!

listen to the pronunciation of yeter!
Türkisch - Englisch
enow
enough

This story is short enough to read in one lesson. - Bu hikaye bir derste okumak için yeterince kısa.

Twitter is not good enough. - Twitter yeterince iyi değil.

less of that
so
(Konuşma Dili) cut it out
(deyim) skip it
end to end
sufficient, enough kâfi
had enough
enough of that
have had enough
(isim) Enough (Given to last child)
enough said
be done

I didn't have enough time to do everything that needed to be done. - Yapılması gereken her şeyi yapmak için yeterli zamanım yoktu.

There wasn't enough time to do everything that needed to be done. - Yapılması gereken her şeyi yapmak için yeterli zaman yoktu.

no more
enough of that!

Haven't we had enough of that nonsense already? - Bu saçmalığa yeterince katlanmadık mı?

(Hukuk) sufficient

Yet Japan is still not sufficiently understood by other countries, and the Japanese, likewise, find foreigners difficult to understand. - Ancak Japonya hâlâ diğer ülkeler tarafından yeterince anlaşılamamıştır, ve Japonlar, aynı şekilde, yabancıları anlamayı zor bulmuştur.

A country without enough labour force cannot be self sufficient. - Yeterli iş gücü olmayan bir ülke kendi kendine yeterli olamaz.

there is an end of it
That's enough!/That'll do!/That'll suffice!
that will do
enough, sufficient
Türkisch - Türkisch
İhtiyacı karşılayacak kadar olan, kâfi
yeter!
Favoriten