yerleştirilmek

listen to the pronunciation of yerleştirilmek
Türkisch - Englisch
to be placed
be perched
be located
yerleş
ensconce
yerleş
settle

Tom is ready to settle down and start a family. - Tom yerleşmek ve bir aile kurmak için hazır.

He settled down in his armchair to listen to the music. - O, müzik dinlemek için koltuğuna yerleşti.

yerleş
settle down

Let's all settle down here. - Hepimiz buraya yerleşelim.

Tom refused to settle down. - Tom yerleşmeyi reddetti.

yerleş
{f} settled

They settled in Canada. - Onlar Kanada'ya yerleştiler.

Call me when you get settled in. - Yerleştiğin zaman beni ara.

yerleş
{f} ensconcing
yerleş
settle in

They are planning to settle in New Zealand. - Yeni Zelandaya yerleşmeyi planlıyorlar.

They decided to settle in a suburb of London. - Londra'nın bir banliyösüne yerleşmeye karar verdiler.

yerleş
embed
yerleş
populate
yerleş
reside

I would prefer to live in a residential area, not downtown. - Bir şehir merkezinde değil, bir yerleşim alanında yaşamayı tercih ederim.

This is residential property. - Burası yerleşim bölgesidir.

yerleş
{f} site
yerleş
indwell
Türkisch - Türkisch
Yerleştirmek işine konu olmak
Yerleştirme işine konu olmak
yerleştirilme
Yerleştirmek işi
yerleştirilmek
Favoriten