The Indians gave the settlers food.
- Hintliler yerleşimcilere yemek verdi.
Tom refused to settle down.
- Tom yerleşmeyi reddetti.
Tom says that he wants to settle down.
- Tom yerleşmek istediğini söylüyor.
Let's all settle down here.
- Hepimiz buraya yerleşelim.
Call me when you get settled in.
- Yerleştiğin zaman beni ara.
They settled in Canada.
- Onlar Kanada'ya yerleştiler.
They found it easy to settle in the United States.
- Onlar Amerika Birleşik Devletleri'nde yerleşmeyi kolay buldular.
They are planning to settle in New Zealand.
- Yeni Zelandaya yerleşmeyi planlıyorlar.
Tom and Mary live in a quiet residential neighborhood.
- Tom ve Mary sessiz bir yerleşim bölgesinde yaşıyorlar.
This residential area is comfortable to live in.
- Bu yerleşim alanı yaşamak için rahat.