yerleşimli

listen to the pronunciation of yerleşimli
Türkisch - Englisch
located
situated in a particular spot or position; "valuable centrally located urban land"; "strategically placed artillery"; "a house set on a hilltop"; "nicely situated on a quiet riverbank
{s} situated; placed; identified; found; existing, standing
If something is located in a particular place, it is present or has been built there. A boutique and beauty salon are conveniently located within the grounds. = situated
yerleşim
settlement

I was the recipient of a large settlement. - Büyük bir yerleşimin alıcısıydım.

Akrotiri is a Bronze age settlement that was buried under volcanic ash. - Akrotiri, volkanik kül altına gömülmüş bir Bronz çağı yerleşimidir.

yerleşim
housing
yerleşim
(Bilgisayar) place at
yerleşim
habitat
yerleşim
allocation
yerleşim
settling
yerleşim
(Bilgisayar) alignment
yerleşim
location
yerleşim
placement
yerleşim
settlement, settling, inhabitting; housing
yerleşim
residential

A factory is not suitable for a residential district. - Bir fabrika, bir yerleşim bölgesi için uygun değildir.

I would prefer to live in a residential area, not downtown. - Bir şehir merkezinde değil, bir yerleşim alanında yaşamayı tercih ederim.

yerleşim
settlement, settling (of people in a place)
Türkisch - Türkisch

Definition von yerleşimli im Türkisch Türkisch wörterbuch

yerleşim
Yerleşme, iskân: "Kanun, büyük yerleşim merkezleri için özel yönetim biçimleri getirebilir."- Anayasa
Yerleşim
iskan
yerleşim
Yerleşme, iskân
yerleşimli
Favoriten