Tom vowed he'd never do it.
- Tom onu yapmayacağına yemin etti.
I have made a vow never to get married.
- Ben asla evlenmemek için yemin ettim.
She gave her oath that she would not drink.
- O, içmeyeceğine dair yemin etti.
I'd like to remind you that you're under oath.
- Sana yeminli olduğunu hatırlatmak istiyorum.