I vowed that I would never speak to her again.
- Bir daha onunla konuşmamaya yemin ettim.
I have made a vow never to get married.
- Ben asla evlenmemek için yemin ettim.
I'd like to remind you that you're under oath.
- Sana yeminli olduğunu hatırlatmak istiyorum.
She gave her oath that she would not drink.
- O, içmeyeceğine dair yemin etti.
She knows five languages, but when she wants to swear, she does so in her maternal language.
- Beş yabancı dil biliyor ama yemin etmek istediği zaman kendi ana dilinde konuşuyor.