I want to eat a Dapanji!
- Bir Dapanji yemek istiyorum!
Don't argue when you are angry and don't eat when you are full.
- Öfkeli isen tartışma ve tok isen yemek yeme.
Dieticians are experts in the food industry.
- Diyetisyenler yemek branşında uzmandırlar.
The food was great in Italy.
- İtalya'da yemekler harikaydı.
What with overwork and poor meals, she fell ill.
- Aşırı çalışma ve yetersiz yemeklerden dolayı, o hastalandı.
Brush your teeth after every meal.
- Her yemekten sonra dişlerini fırçala.
Tom, what do you want to have for dinner?
- Tom, akşam yemeği için ne yemek istersin?
We went out to dinner with two American men and two German ladies.
- Biz iki Amerikalı erkek ve iki Alman bayanla akşam yemeği yemek için çıktık.
The cook prepares different dishes every day.
- Aşçı her gün farklı yemekler hazırlar.
There was a great variety of dishes on the menu.
- Menünün içinde büyük bir çeşit yemek vardı.
There are still a lot of dishes on the table.
- Masanın üstünde hâlâ bir sürü yemek var.
She always clears the table after a meal.
- O her zaman bir yemekten sonra masayı temizler.
My brother eats twice as much as I do.
- Erkek kardeşim benim yediğimin iki katı kadar yemek yiyor.
Tom says he eats more when he's sad.
- Tom üzgün olduğunda daha çok yemek yediğini söylüyor.
That couple spends quite a bit of money eating at nice restaurants.
- Şu çift güzel lokantalarda yemek yerken oldukça az para harcar.
If you want to lose weight, spend a day without meals.
- Eğer kilo vermek istiyorsanız, yemeksiz bir gün geçirin.
Is eating between meals really bad for your health?
- Öğünler arasında yemek yeme sağlığınız için gerçekten zararlı mıdır?
Women eat lighter meals when they're eating with a guy.
- Kadınlar bir erkekle yemek yerken daha hafif yemekler yerler.
Is eating whale meat wrong?
- Balina eti yemek hata mıdır?
Is eating red meat unhealthy?
- Kırmızı et yemek sağlıksız mıdır?
How did Noah keep the animals from eating each other?
- Nuh peygamber hayvanları birbirlerini yemekten nasıl uzak tuttu?
Keep Tom from eating too much.
- Tom'u çok yemekten engelle.
Do you want to grab a bite to eat somewhere?
- Bir yerde yemek yemek için atıştırmak ister misin?
Where can I get a good bite to eat?
- Nerede iyi bir yemek yiyebilirim?
If you eat too much, you will get fat.
- Çok azla yemek yersen şişmanlarsın.
Getting food to Fort Sumter would be a very difficult job.
- Fort Sumter'a yemek götürmek zor olacak.
Not only has eating with your fingers continued throughout the centuries, but some scholars believe that it may become popular again.
- Parmaklarınızla yemek yemek sadece yüzyıllar boyu devam etmekle kalmadı, aynı zamanda bazı alimler onun tekrar popüler olabileceğine inanıyorlar.
Are these dishes gluten free? Yes, of course, all of our dishes are gluten free.
- Bu yemekler glutensiz mi? Evet, elbette, yemeklerimizin hepsi glutensizdir.
Antipasti are appetizers served before the first course.
- Soğuk mezeler ilk yemekten önce verilen mezelerdir.
The woman has two important questions to ask: What am I wearing? and what am I cooking?
- Kadının soracak iki önemli sorusu var: Ne giyiyorum ve ne yemek yapıyorum?
Don't eat till the numbness wears off.
- Uyuşma geçene kadar yemek yeme.
I've left out the nuts in this recipe because Delia's allergic to them.
- Delia'nın onlara allerjisi olduğu için bu yemek tarifinden fındıkları çıkarttım.
Have you seen the recipe book that I wrote?
- Benim yazdığım yemek tarifi kitabını gördün mü?
You don't have to eat.
- Yemek zorunda değilsiniz.
You don't have to eat it.
- Onu yemek zorunda değilsiniz.
My mother asked me not to feed the dog until after we had all eaten.
- Annem bana hepimiz yemek yeyinceye kadar köpeği beslemememi rica etti.
They didn't feed you much, did they?
- Sana çok yemek vermediler, değil mi?
Is eating 1,800 calories a day enough?
- Bir günde 1800 kalorilik yemek yeme yeterli midir?
I feel like eating something sweet.
- Tatlı bir şey yemek istiyorum.
You eat good meals in this boardinghouse.
- Bu pansiyonda iyi yemek yersin.
Tom flipped on the dining room light.
- Tom yemek odası lambasını açtı.
Has the house got a dining room?
- Evin bir yemek odası var mı?