If you want to stay a member of this club, you have to fish or cut bait.
- Bu kulübün bir üyesi kalmak istiyorsanız balık tutmak ya da yem kesmek zorundasınız.
He put live bait on a hook.
- O, oltaya canlı yem taktı.
After dinner, we all went into the drawing room.
- Akşam yemeğinden sonra, Hepimiz çizim odasına gittik.
Dieticians are experts in the food industry.
- Diyetisyenler yemek branşında uzmandırlar.
The food was great in Italy.
- İtalya'da yemekler harikaydı.
The elephant's meal is enough to feed thousands of ants.
- Filin yemeği binlerce karınca doyurmaya yeter.
I didn't feed the dog.
- Köpeğe yemek vermedim.